KAR SESİ / NAZLI CİHAN UZ / CUMHURİYET KİTAP EKİ (Temmuz 2004)
Konuk Sihirli Değnek
Kar Sesi, Aytül Akal, Mavisel Yener, Uçanbalık Yayınları, 2004
Soğuk Mevsime Sımsıcak Şiirler
Yakın bir dostunuzun, yazdığı bir şiiri size gönderdiğini düşünün. Bu şiirden öylesine etkilendiniz ki, içiniz kıpır kıpır. Bir şiir yazarak siz de yanıt verdiniz ve bu şiir alış verişi zamanla bir oyuna dönüşerek sürüp gitti. Sonunda bir baktınız ki, elinizde bir yığın söyleşiyi andıran şiir var. İşte Aytül Akal ile Mavisel Yener’in ortak çalışması olan “Kar Sesi” başlıklı şiir kitabının ardında böylesi bir öykü yatıyor. Oysa, çocuk şiirleri öncelikle akla ders kitaplarında yer alan ve çocuğa göre olmaktan çok çocuksu ürünler diye adlandırabileceğimiz düz anlamlı şiirleri getirir çoğunlukla. Bu şiirlerin birçoğu estetik duyarlıktan uzak, ilkel bir anlatım tutumuyla çocuğa bir şeyler “öğretme” çabasıyla kaleme alınmış şiirler. Bugün geldiğimiz noktada, çocuk yazınında yaşanan sıçramaların, özellikle de nitelik açısından, çocuk şiirine de yansıdığını sevinerek görüyoruz. İşte “Kar Sesi” adlı şiir kitabı da, çocuk şiirinde ne denli büyük adımların atıldığını bizlere kanıtlayan en son ve en keyifli örneklerden biri.
Mavisel Yener ve Aytül Akal’ın birlikte hazırladıkları kitap, “Kar Topu”, “Kar Denizi” ve “Karda İzler” başlıkları olmak üzere üç bölüme ayrılmış. İlk bölümde her iki yazarın şiirleri karma bir biçimde yer alırken, ikinci bölüm yalnızca Mavisel Yener’in, üçüncü bölüm de yalnızca Aytül Akal’ın şiirlerinden oluşuyor. Kitabın ana teması olan kar, her şiirde farklı bir biçime bürünerek, belirli başlıklar altında işlenmiş. Bilindiği gibi, nitelikli bir çocuk edebiyatı ürününün en belirleyici özelliği, içerdiği konunun çocuğun yakın çevresinde karşılaştığı ve onun ilgisini çeken, onu mutlu eden nesne ve varlıklardan seçilmiş olmasıdır. Bu anlamda kitapta ele alınan kar konusu da çocukların en çok merakını uyandıran, düş dünyalarını harekete geçiren ve onları sevindiren bir olgudur. Bunu daha iyi anlayabilmek için kendi çocukluğumuza şöyle bir dönüp, karın yağmasını nasıl da sabırsızlıkla beklediğimizi anımsamak yeterli olacaktır. Çocuklar için karın yağması, yetişkinlerde olduğu gibi neden-sonuç ilişkisine bağlı olarak gelişen bir doğa olayı değildir. Kar onlar için kar topu oynayabildikleri, kızaklarıyla yarışabildikleri, patenleriyle kayabildikleri, kardan adam yapabildikleri, dillerinin üzerinde eritip farklı tatlar alabildikleri sonsuz bir eğlence kaynağıdır. Üstelik de koca bir yıl boyunca yalnızca birkaç günlüğüne elde ettikleri, ulaşılmaz bir oyun aracıdır kar. İşte çocuğun karla karşılaştığı ve paylaştığı tüm bu eğlenceli anlara, kitaptaki şiirlerde tek tek yer veriliyor: Kar Sesini duymayı başaran; yastıklarındaki pamukları kar yapıp yağdıran ve sonra boşalan yastığını karlarla doldurup Kar Yaramazlığı yapan; göğün ve denizin mavi olmasına karşın, neden Mavi Kar değil de beyaz kar yağdığına bir türlü anlam veremeyen; beyaz karları düşlerinde boyayıp Renkli Kar elde eden; Karlı Gece’de yıldızların biteceğinden korkan; tek tek saydığı her bir Kar Tanesi ile birlikte uçmaya çalışan; Kar Dondurması satan; Karda İzler arayan; Korkunç Kardan korkmayan ve karı gelecek nesillere Miras bırakan çocuklar süslüyor şiirleri. Çocuk, kendi ilgi ve beklentilerini yansıtan bu şiirlerin her birinde, kendi düşsel gerçekliği ile buluşma olanağı buluyor. Ayrıca kendi yaşam deneyimleri ve bilgileri ile şiirdeki iletiler arasında ilişki kurabilmesi için gerçekçi ve doğal bir zemin hazırlanıyor.
Kitaptaki şiirlerde kolay anlaşılır ve çocuğun dünyasına özgü izler taşıyan dilsel yapılar kullanılmış. Böylece hem söyleyiş kolaylığı sağlanıyor, hem de şiirlerin çocuğun belleğine daha kolay yerleşmesi açısından son derece önemli bir işlev yerine getiriliyor. Çok uzun olmayan dizelerdeki kulağa hoş gelen ses örüntüsü, çocukta şiir okuma isteğini daha da artıracaktır. Ayrıca çocukların en belirgin özelliği olan soru sorma alışkanlıkları da şiirlerde karşımıza çıkıyor. Burada da yine çocuklarla ilgili çok iyi gözlemler yapıldığı kanısındayım. Gerçekten de hayatında birçok “ilk”leri yaşayan çocuk, etrafındaki olayları ve nesneleri anlamaya çalışır ve durmadan, yorulmadan sorular sorar. Çoğu zaman aldığı yanıtlarla da yetinmez, sorgulamaya devam eder. Bu açıdan baktığımızda, “Kar Sesi” adlı şiir kitabında yer alan şiirlerde çocuğun zihninde uyanan sorulara yer verilerek, son derece doğal ve özgün bir anlatım tarzıyla dilin anlatım güzelliği yansıtılıyor.
Çocuk yazınında son derece önemsenen bir başka yapıtaşı da, çocuklarda metinler aracılığıyla insana, doğaya ve hayvanlara karşı duyarlık ve sevgi oluşturmaktır. “Kar Sesi”ndeki şiirlerin birçoğunda kullanılan değişik hayvan figürleriyle çocukların bu yöndeki sevgi gereksinmesine de yanıt veriliyor. Şiirlerde kar ve hayvan motifleri, tıpkı çocukların düş dünyalarındaki gibi, aynı zeminde buluşturuluyor. Örneğin “Ay’da Kuşlar” adlı şiirde çocuğun, yuvasız kalan kuşlar için ayın üzerinde yeni bir yuva yapması, çocuğa hayvan sevgisini sezdiren bir imgedir.
Çocuk kitaplarında konular ve kullanılan dilsel araçlar kadar önemli bir öğe de resimlerdir. Resimler, çocuğun görsel algılama yetisinin eğitimi ve kitapla çocuk arasında bir sevgi bağı oluşması için son derece önemlidir. Bir kitabın tam anlamıyla çocuğa göre olabilmesi için, kitabın yazarı ile çizeri arasında işbirliğine dayanan bir ortaklığın söz konusu olması gereklidir. “Kar Sesi”nde bu ortaklığın başarılı bir biçimde sağlandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Mustafa Delioğlu’nun sanatçı duyarlığı ile hazırladığı resimler, hem şiirlerde anlatılanlara görsel bir renk katıyor, hem de iletiyi destekleyerek konuyu daha anlaşılır kılıyor. Pastel renklerin hakim olduğu resimler, çocuğun imgesel düşünme becerisini öne çıkaran bir nitelik taşıyor. Kısacası, dilin anlatım gücü, estetik nitelikli resimlerle son derce başarılı bir biçimde bütünleşiyor.