MAVİSEL YENER’LE ÇOCUK REHBERİ SÖYLEŞİSİ / EBRU ALTIN (2 KASIM 2014)
Çocuklara, iyi kitaplarla buluşmaları için rehberlik edin
Renkli ve ışıltılı bir dünyaya sahip olan çocukların ruhuna hitap etmek öyle sanıldığı kadar kolay olmasa gerek. Ancak biz, onların ruhuna dokunan birisini tanıyoruz. Neşeli, eğlenceli, renkli karakteri ve sihirli kalemiyle kelimelere can katan birisi o. Kim olduğunu merak edenler için hemen söyleyelim. İsmi Mavisel Yener. Bu zamana kadar 90′a yakın kitabıyla çocuk edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri olan Mavisel Yener ile Çocuk Rehberi okurları için çocukların dünyası ve okuma sevgisi üzerine konuştuk.
Yazmaya nasıl başladınız?
Aslında klasiktir, çocukken yazmaya başladım denir, ama ben bunu yazarlık olarak algılamıyorum açıkçası. Kitaplara olan yakınlık gibi düşünelim onu. Ciddi ciddi yazmaya başlamam diş hekimliği fakültesini bitirdikten sonraydı. Sevgili Şakir Demirpehlivan, birkaç edebiyat yarışmasında ödül aldığımı öğrenince İzmir’de yayımlanan Gazete Ege’de çocuk sayfasını hazırlamamı teklif etti. Bir yandan diş hekimliği yapıyordum. Gazetenin çocuk sayfasını hazırlamaya başladım. Yani önce gazete, dergi ve yarışmalar geldi. Ödül almıştım, ama yayımlanmış kitabım yoktu. Yayınevi ve editörden gelen teklifle ilk kitabım Mavi Elma’yı yazdım. Aslında bu doğru bir yol. Önce dergilerde, gazetede, yarışmalarda deneyim kazanmak benim donanımımı artırdı.
Kitaplarınızı yazarken nelerden esinleniyorsunuz?
Esin dediğimiz o büyülü kaynak, yaşamın içindeki her şey olabilir. Kimi zaman bir kent, bir kişi, bir şiir, herhangi bir nesne, bir kuş, bir çocuğun gözleri. Kısaca her şey…
Bugüne kadar sayısız esere imzasını atmış bir yazar olarak, çocuklardan aldığınız tepkiler sizin için çok önemli olmalı. Çocuklardan nasıl tepkiler alıyorsunuz, karşılaşmalarınız nasıl oluyor?
Örneğin, Dolunay Dedektifleri İz Peşinde adlı romanımı okuduklarında kitabın devamını istediler benden. Dolunay Dedektifleri’nin ikinci kitabını yazdım, yine yetinmediler “hani bunun 3. Kitabı?” dediler. Onların bende yarattığı heyecanla altı kitaplık bir seri oluştu. Çocuklar söyledikleriyle beni yüreklendiriyorlar açıkçası. Pek çok ödülüm var. Bazen soruyorlar, sizi en çok hangi ödül heyecanlandırdı diye, tabii bütün ödüller heyecanlandırır ve mutlu eder. Ama benim evde kocaman bir dosyam var, o dosyanın içinde çocukların bana yazdığı mektuplar var. İşte o mektuplar benim için en değerli ödül.
Çocuklara yönelik eserleriniz başka dillere de çevrildi, çocuk kitaplarına imza atmanın nasıl bir duygu olduğunu öğrenebilir miyiz?
Düşünsenize, sizdeki kaynaktan çıkan bir su, nehir oluyor, her türlü ülkeden geçiyor ve dünyanın herhangi bir yerindeki çocuğa ulaşıyor. Bundan daha heyecan verici bir şey olabilir mi? Yetişkinler için de iki kitabım var; Gitme Dönmezsin, Gölgeler Islanmaz. Fakat, çocuklara ve gençlere yönelik yapıtlar üretmek bana daha heyecan veriyor açıkçası. Bunu hissetmesem çocuklar için 90 kitap yazamazdım herhalde!
Gelişen teknoloji ve değişen dünya ile birlikte çocukların alışkanlıkları da zamanla değişim göstermeye başlıyor. Onların hayal dünyasına girerek, ilgilerini canlı tutmak adına bu gelişmelere nasıl uyum sağlıyorsunuz?
Yaşam akıştır, değişimdir, bir sonsuzluktan diğer sonsuzluğa kadar böyle olacaktır zaten. Yaşamın değişim ve dönüşüm felsefesinin pratiğini soyut bir kavram olarak görürseniz çocuklara yazamazsınız. Benim yaptığım şey, çocukların hayal dünyasına girmeye çalışmak ve onların değişen dünyasına uyum sağlamaya çalışmak değildir hiçbir zaman; yoksa yazdıklarım sıradan, sıkıcı şeyler olurdu. Benim yaptığım, onlarla birlikte tam da o noktada “var” olmak. Yani düşünmek ve birşeyler yapmak değil, çaba harcamadan sadece çocuk “ol”maktan söz ediyorum. Kalbi çocuklarla titreşen, onlarla çoğalan biriyim; beraber hayal kurup, beraber tanık oluyoruz değişen dünyaya… Teknoloji değişse de çocuk her zaman çocuk, bunu da unutmamak gerekiyor. Galiba yetişkinlerin en çok unuttuğu konu bu.
İki yazarın birlikte üretmesine pek alışık değiliz aslında ama Aytül Akal’la birlikte yazdığınız pek çok kitap var. Son çıkan kitabınız hangisi? Neden birlikte yazıyorsunuz?
Son kitabımızın adı Zıplayan Şiirler, Bilgi Yayınevi’nden yeni çıktı, dumanı üstünde daha. Aytül Akal ile birlikte hem kitap yazıyor hem de farklı gönüllü projelerde beraber çalışıyoruz. Birlikte çalışabilmemizin başarısı birbirimizin yetenek ve bilgeliğine gösterdiğimiz saygıda yatıyor. Bence Aytül Akal, çocuk edebiyatının önemli bir köşe taşıdır, onunla birlikte yazmak bana onur ve sevinç veriyor.
Çocuk ve gençlik edebiyatı türünde yazmak isteyen yazar adayları sizce hangi özelliklere sahip olmalıdır?
“Bir nehir nasıl olmalı?” gibi bir soru bu aslında Herkes kendine özgü deneyimler yaşar. Çocuk ve gençlere yazmak isteyenler kitap okusun, çocukları iyi tanısın gibi sıradanlaşmış öneriler yapmaktan hoşlanmam. İstediğiniz kadar okuyun, istediğiniz kadar çocukları iyi tanıyın, bu çocukların sevebilecekleri metinler yazmanıza yetmeyebilir. Çocuklara yazmak isteyenleri nasıl bir kalıba sokup onlara özellikler yükleyebilirim ki? Çocuklar için yazmak bir sistem değildir, bütün sistemler bağlar yaratırlar. Böyle bir bağ da edebiyatın düşmanıdır. O nedenle ben –meli, -malı türünden cümleler söylemeyi sevmiyorum.
Aileniz size küçük bir çocukken okuma alışkanlığını nasıl kazandırdı?
“Oku” dayatması yapmadılar hiç. Tek yaptıkları, kitaplarla buluşmam için olanak yaratmak ve rol model olmaktı. Bunu da rol model olmak için yapmadılar, okumak zaten hayatlarının bir parçasıydı. Yukarıda bir yanıtımda, doğal “ol”maktan söz etmiştim. İşte tam de böyle bir şey. Çocuğuma örnek olayım diye okumak değil, okuma sevinci hissettikleri için okuyorlardı. Bir çocuk bunu çok iyi ayrımsar zaten. Böylesi doğal bir okuma ortamında büyümek benim için büyük şanstı doğrusu. Evimizin kocaman kütüphanesi gizlerle dolu bir evren gibi görünürdü gözüme.
Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için sizce nasıl bir yol izlenmelidir?
Yukarıdaki sorunun yanıtında bu gizli biraz da… Ben “alışkanlık” demeyi pek sevmiyorum, “okuma gereksinimi” diyorum. Çünkü okuma bir gereksinim haline geldiğinde içselleştirilmiş demektir. Onsuz olamamak, doğal olanın bir parçası haline gelmesi anlamını taşıyor bu. Çocuklara okuma gereksinimi kazandırmanın tek yolu onların iyi kitaplarla buluşmaları için rehberlik etmektir. Ailelerden ricam, çocuklarına iyi örnek olmaları, fakat dayatmacı olmamaları. Öğretmenlerden ricam, öğrencilerini çağdaş çocuk edebiyatı yazarlarıyla tanıştırmaları. Bunun yanı sıra şu önerileri getiriyorum:
*Çocuğunuz için iyi bir kitap dostu bulun. Büyükanneler bu iş için idealdir.
*Çocuğunuzun arkadaşına armağan edeceği kitabı kitapçıdan kendisinin seçmesine izin verin.
*Alışveriş için çarşıya çıktığınızda kitap almasanız bile bir kitapçıya uğramayı, kitapçı vitrinlerine bakmayı alışkanlık haline getirmeye çalışın. Unutmayın, çocuğunuzun ilgi alanlarını ve alışkanlıklarını belirleyecek olan, sizin ilgi alanlarınız ve alışkanlıklarınızdır.
*Çocuğunuzun sevdiği bir kitabın yazarına, çizerine ulaşıp iletişim kurabilme olanağınız varsa, değerlendirin. Bu, çocuğunuzun kitaba ve yazara olan ilgisini arttırabilir.
*Kitap fuarları yaşı kaç olursa olsun, çocuğunuzla kitap arasında güçlü bir bağ kurmanın etkili yollarından biridir. Eğer olanağınız varsa, çocuğunuzla birlikte kitap fuarlarına gidin ve tüm günü orada geçirin.
*Kütüphaneler de çocuğunuzla vakit geçirebileceğiniz, onu kitapla tanıştırabileceğiniz özel ortamlardır.
*Kitap alırken, fuarlarda, evinizdeki kitaplıkta ya da sadece “kitapçı gezisine” çıktığınızda, çocuğunuzun kitaplara dokunmasına izin verin. Resimlerine baksın, sayfaları karıştırsın, kitabı hissetsin.
Bir çocuğun kitaplığında mutlaka olması gereken yazarlar kimler olmalıdır?
Çocuğun farklı türleri, farklı yazarları okuması ileri ki seçimlerinin daha isabetli olması için önemli. Jules Verne, F.Baum, J.Gaarder, Asa Lind, Italo Calvino, Behrengi, Lewis Carrol, Exupery, C.Nöstlinger, T.Brezina, M.Ende, A.Clements, R.Dahl, P.Baccalario, A.Lindgren ilk anda aklıma gelenler… Türk yazarları saymıyorum, kütüphanelerine hangi yazarların kitaplarını konuk edeceklerini çocuklar çok iyi biliyor zaten
Ebeveynler çocuklarına kitap alırken özellikle nelere dikkat etmeliler?
Çocuklarının bu alandaki ilgilerini fark etmeye çalışsınlar. Her çocuk ayrı bir ruh, ayrı bir okyanus çünkü. Çocuklarının yaş grubuna uygun kitaplar seçsinler, çocuğun yaşından daha büyük yaş grubuna seslenen kitaplar onu sıkacak, kitaptan soğutacaktır. Yayınevi, yazar, iyi resimleme, nitelikli çeviri, nitelikli baskı da önemli. Nasıl ki çocuğumuza zaman ayırıyorsak onu buluşturacağımız kitaplara da zaman ayıralım… Çocukların severek okuduğu kitapları yazan çağdaş yazarları araştırıp onların yapıtlarını takip edebilirler.
Çocuk Rehberi aracılığıyla küçük okurlarınıza müjde verelim, yayımlanacak hangi kitabınız var sırada?
Kasım 2014’de İstanbul Fuarı’nda, Bilgi Yayınları’ndan çıkacak “Eğlenceli Şeyler Kitabı” adlı kitabım, okurlarla buluşacak. Eğlenceli Şeyler Kitabı’nın çizimlerini değerli illüstratör, karikatür sanatçımız Murat Sayın yaptı; çocuklar çizimleri de çok sevecek. Ayrıca, Aytül Akal ile birlikte kaleme aldığımız, Tudem Yayınları’nın yayımlayacağı Kayıp Kitaplıktaki İskelet serisinin ikinci kitabı olan “Yaşayan Ölüler” adlı roman da bugünlerde raflarda olacak.
Size ulaşmak isteyen minik okurlarınız nasıl ulaşabilirler?
www.maviselyener.com adresine yazabilirler, onlara mutlaka yanıt veriyorum.