Köşe Yazılarım

ÇOCUK, YETER Kİ CESUR OL!

İtalya’nın yetiştirdiği en iyi çocuk kitapları yazarı olarak tanınan Gianni Rodari’nin, Mantova Cüceleri adlı fantastik yapıtı Filiz Özdem çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı.

Rodari  (1920-1980), küçük yaşlarda edebiyat ve müziğe ilgi duymuş, yirmi yaşında müzik öğretmeni olmuş. İkinci Dünya savaşı patlayınca, ülkesinde gerçekleşen faşist düzene karşı girişilen harekete katılmış. Uzun süre gazetecilikle uğraşan yazar, bir çocuk gazetesinin de yönetmenliğini yapmış. 1947’de çocuklar için yazmaya başlayınca hayatının ikinci dönemine adım atmış. Sonunda da, dünyanın en iyi çocuk kitapları yazarlarına verilen büyük ödülü, Hans Christian Andersen Ödülü’nü 1970 yılında almış. 1951’de yazdığı, büyülü bir sebze-meyve krallığında geçen olayları anlattığı Soğan Oğlan ile ünü dünyanın dört bir yanına yayılmış.

Mavi Ok, Keşke Görünmez Olsam, Görünmez Olan Tonino’nun Maceraları, Hayvanat Bahçesi Kaçkınları, Masal İçinde Masal, Bir Telefonluk Masallar, Masallar Ve Kurgu Masallar, Gökyüzünden Gelen Pasta, Marko İle Mirko’nun Serüvenleri, Televizyona Düşen Çocuk Gip, Soğan Oğlan, Türkiye’de Can Yayınları tarafından okurla buluşturulan Rodari kitapları.  Rodari’nin çocuk kitaplarının ortak paydası çağdaş konuları, peri masallarının anlatımıyla işlemesi. Rodari’nin olağanüstü kitaplarından olan Mantova’nın Cüceleri’nde de bu kural bozulmuyor.

“Mincio tepelerindeki Mantova’da/ Düklük Sarayı’nda/ Yaşar büyük büyük beyler/ Tam beş yüz odada.// Altta oturur cüceler,/ Öyle bir kattır ki burası/ Sanki tavan/ Yere değer.// Kafese kapatılmış hayvanlar gibi/ Tıkılmışlar oraya/ Ve fena halde öfkeli hepsi/ Cüce olarak doğduğuna./” Gonzaga Hanedanlığı’nın hüküm sürdüğü Mantova Düklük Sarayı’nın bodrumunda, sarayın cüceleri için yapılmış bir kattayız. Günün birinde oraya bir grup çocuk ve yazar geliyor. İçinde insanların ve devlerin de bulunduğu bir cüce öyküsü düşünüyorlar; bu öyküyü yazıp resimliyorlar. Sonra, eski zamanlardaki hikâye anlatıcıları gibi resimli öykülerini ellerine alıp yollara düşüyorlar. Mantova sokaklarında şarkılar söyleyip şiirler okuyorlar.

Cüceler hemen her gece talihsizlikleri üzerine konuşup fikirler üretirler. Boylarını uzatmaya karar vermişlerdir. Peki, bunu nasıl yapacaklar? Büyümenin bir sırrı olmalı… En cesur cüce düşer yollara, büyümenin sırrını öğrenmeye. Té Sarayı’na ulaşır. Orada, Zeus’un yaşadığı Olimpos Dağı’nın doruklarına tırmanan efsanevi devlerle karşılaşır. Büyümenin sırrını devlere sorar, yanıtı duyar ama anlamaz: “İnsanların çoğu duyar ama ne dendiğini anlamaz zaten.”(s.16) O arada, Yüzbaşı Bombardo, dük ve düşesi eğlendirmek için cücelerin birbiriyle dövüşmesini ister. Buna zorlanan cüceler öfkelenip saraydan kaçmaya karar verirler. Ne yapacaklarını bilmeden sokaklarda dolaşırken sarayın soytarısı Rigoletto’nun evine sığınırlar. Rigoletto’nun kızı Gilda onları dostça karşılar. Sığıntı bir yaşam sürecek değiller ya, hemen kendilerine iş ararlar. Sarayın adamı Yüzbaşı Bombardo’nun onların kokusunu almasıyla işler karışır… Bombardo mu kazanacak, yoksa da cüceler devleşip özgürlüklerine mi kavuşacak, göreceğiz…

Rodari’nin kaderlerine başkaldıran ve özgürlüklerini elde etmek için mücadele eden cücelerin kendi güçlerini ve cesaretlerini keşfetmelerinin hikâyesini anlattığı Mantova’nın Cüceleri kitabını Filiz Özdem çevirisiyle okumanın büyük keyif olduğunu söylemeliyim. Rodari, cücelerin nasıl devleştiğini anlatırken özgün bir teknik kullanarak öyküyü yaratmış. Çocukların düş güçlerini, yaratıcılıklarını besleyen kurgunun yanısıra kitabın renkli resimleri okura verilmiş bir sergi bileti gibi… Resimlerin büyülü renklerinin baskı sırasında hiç kayba uğramamış olması sevindirici.

Rodari, yazdığı son kitap olan Mantova’nın Cüceleri’nde ilhamını iki şeyden alır: Kuzeybatı İtalya’da bulunan opera şehri Mantova ve Gioseppe Verdi’nin ünlü Rigoletto operası. Mantova Dük Sarayı’nda gerçekten de “Cüceler” adı verilen, alçak tavanlı, rengârenk boyanmış bir oda vardır, yazarın esin kaynağı bu odadır. Rigoletto adlı operanın başkarakteri Dük’ün Soytarısı Rigoletto ile kızı Gilda bu masalda okura el sallarlar. Aynı zamanda bir müzisyen olan Rodari, operaya gönderme yaparak edebiyatı müzikle birleştirmiştir. Verdi’nin eserindeki Rigoletto karakterinin kambur, kısa biri olması, cüceler ile arasında fiziksel bir paralellik olduğunu gösterir.

Mantova’nın Cüceleri’nin okura verdiği pek çok ileti var ama ben yine de birini öne çıkarmak isterim: Çocuk, yeter ki cesur ol!

sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com/ www.maviselyener.com

*Mantova’nın Cüceleri/ Gianni Rodari/ Çeviren: Filiz Özdem/ Resimleyen: Margherita Micheli/ Yapı Kredi Yayınları/ 28s./ 2013/ 8+

MAVİSEL YENER, CUMHURİYET GAZETESİ- KİTAP EKİ (SAYI: 1235)
Paylaş:

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.