Söyleşiler,  Sıcak Sıcak

DİŞLER VE DÜŞLER PRENSESİ / AŞKIN ZENGİN AKKUŞ / KİDEGA BLOG (10 NİSAN 2023)

“Dişler ve düşler benim işim!”

MAVİSEL YENER

 

Röportaj:Aşkın Zengin Akkuş

Çocukların gelişimleri üzerinde çok önemli etkileri olan çocuk kitapları aynı zamanda onların hayata dair deneyim ve bilgi edinmeleri açısından çok önemli bir yere sahiptir. Bunun yanında hayal dünyalarının gürbüzleşmesi, çevrelerine dair gözlemler yapmaları, yeteneklerini geliştirmeleri süreçlerinde de önemli bir yol arkadaşı olma özelliğini taşıyor. Çocuk edebiyatından özetle bahsetmek gerekirse, çocukların yetişkinlik sürecine kadar geçen yaşamlarında hayal dünyalarına yön veren sözlü ya da edebi eserlerdir, diyebiliriz… Bu alan onların duygusal, düşünsel ve dilsel gelişimlerini sağlamakla birlikte sanatsal, kültürel yanlarının oluşumuna da katkıda bulunuyor. Bahsettiğim bu özelliklerin çocuğa aktarılması için köprü görevi gören yazarları da unutmamak gerekiyor tabii.

Sevgili Mavisel Yener de hayatını çocuk ve gençlik kitaplarına adayan güçlü kalemlerimizden biri. Yazmış olduğu öykü, masal ve şiirler ilköğretim ders kitaplarında yer aldı, eserleri birçok dile çevrildi. Bunların dışında hem yurt içinde hem de yurt dışında son derece prestijli ödüller alarak gurur kaynağımız oldu.

Kendisiyle bir araya gelerek çocuk edebiyatı ve yazarlık üzerine harika bir söyleşi gerçekleştirdik. Ben heyecan içinde sorularımı sordum o da aynı motivasyonla yanıtlarını sıraladı. Sizlere de, sırtınızı koltuğa yaslayarak heyecanımıza ortak olup bu güzel sohbetin keyfini çıkarmak düşüyor. Haydi, başlayalım…

 

Aşkın Zengin Akkuş:Mavisel Yener denince aklıma cıvıl cıvıl ve çevresine pozitif enerji yayan müthiş bir kadın geliyor. Öncelikle bu enerjinin nereden geldiğini çok merak ediyorum. Mavisel Yener’i bir de kendisinden dinleyebilir miyiz? Bizlere yansıyan yüzü dışında her zaman güleç midir? Hayatta durduğu yer, amaçları, hedefleri nelerdir?

Mavisel Yener: Size yansıyan yüzüm nasılsa gündelik yaşamımda da öyle biriyim. Evrensel hediyelerin hepsinin farkında olmak benim besin kaynağım ve enerji kaynağım diyebilirim. O evrensel hediyelerin hepsini hayranlıkla izliyor, kabul ediyor ve bu bütünün bir parçası olmanın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Bunların farkında olduğunuzda, derinlerdeki enerjiniz göze görünür olur. Nefes aldığım için sevinen biriyim, görebilmek, yürüyebilmek, sizinle şu sohbeti yapabilmek beni besliyor, enerji veriyor. Yazarken her şey olabiliyorsunuz ya, o duyguyu çok seviyorum. Bazen bir palyaço, bazen bir kedi, bazen prenses, bazen bir oğlak, bazen bir çınar ağacı, bazen astronot… Her şeyle empati kurabilmek, onlar olabilmek çok hoş. Yazarken mutlu oluyorum, belki de yazarken yaşadığım en önemli duygu bu mutluluk duygusu. Bu söylediklerim, durduğum yerin ve amaçlarımın da ip uçlarını veriyor sanırım.

Aşkın Zengin Akkuş‘Yazar’ Mavisel’i değil de bir ‘okur’ olarak Mavisel’i nasıl değerlendirebiliriz? Neler okur, hangi tür kitaplardan hoşlanır? Bütün bunların yanında (yetişkinler için)  kitap okuma alışkanlığı edinme konusundaki düşünceleri nelerdir? Ayrıca insanların bir konuda yanılgıya düştüklerini görüyorum; kitap boş zamanda okunur diye… Tam tersine kitap okumak günlük rutinimizin bir parçası olmalı. Bu konudaki düşüncelerinizi de alırsak harika olur.

Mavisel Yenerİyi bir okurum. Zekice kurgulanmış, dili nitelikli, beni derin düşünmeye yönlendiren kitaplardan hoşlanırım. Kitap okumak bana göre bir alışkanlık değil, gereksinim olmalı. Yemek, içmek, uyumak nasıl bir alışkanlık değil de gereksinimse, kitap okumak da böyle. Boş zamanlarımızda yemiyoruz, bunun belli saatleri var, midemiz bize bu gereksinimi hatırlatıyor. İşte okumak tam da böyle bir şey. Boş zaman işi değil elbette. Okumadığımız gün rahatsız oluyorsak amaca ulaşmışız demektir!

Aşkın Zengin AkkuşDiş hekimliğinden yazarlığa uzanan bir yolculuk da var ortada. Böylesine radikal bir “U” dönüşünün gerçekleşmiş olması müthiş bir aşkı barındırıyor olmalı bünyesinde. Yazarlık belli ki diğer mesleğin pabucunu dama atmış. Yazarlık serüveniniz nasıl ve ne zaman başladı?

Mavisel Yener: Hayır burada radikal bir U dönüşünden söz edemeyiz. Çünkü iki mesleği birlikte yürütmüş biriyim. Önce yazmaya başladım, sonra diş hekimi oldum. İlk şiir ödülüm ilkokulda beni buldu, ilk öyküm lisedeyken yayımlandı. Yazmak küçük yaşlarımdan itibaren kendimi ifade etme biçimimdi. Diş hekimi olmayı da çok istiyordum. Böylece iki mesleğim oldu ve ikisini bir arada sürdürebilmenin keyfini yaşadım. Üstelik birbirlerine çok benziyorlar; biri dişlerin sağlığı için var, diğeri de düşlerin sağlığı için… Dişler ve düşler benim işim!

Yazarlık serüvenim de şöyle gelişti: Yirmi beş yıl önce Gazete Ege’de çocuk sayfası hazırlarken bir yandan diş hekimliği yapıyordum. O arada masal ve öykü yarışmalarına katılıp ödüller alıyordum. Bir ödül töreninde K Yayınları’nın editörü yanıma gelip tanıştı, adımı çok duyduğunu bir kitabımı basmak istediklerini söyledi. Ödüllerim vardı ama yayımlanmış kitabım yoktu. Üstelik hazırda kitaplaşabilecek bir dosyam da yoktu! Editörün bir anlamda ısrarı ile ilk kitabım Mavi Elma’yı yazdım. O editör, sonradan kadim dostum olan Yunus Bekir Yurdakuldur. Önce dergilerde, gazetede, yarışmalarda deneyim kazanmak benim donanımımı artırdı ve sonrasında kitap geldi. Şimdi baktığımda aslında bunun doğru bir yol olduğunu görüyorum. Çok sabretmişim, alt yapıyı oluşturmak için çok emek harcamışım.

Aşkın Zengin AkkuşEserlerinize bakıldığında yetişkin üzerine yazdığınız (yanılmıyorsam) sadece iki kitaptan söz edebiliriz. Diğerleri hep çocuklar üzerine… Sizi çocuk edebiyatına çeken nedir? Neden çocuk?” Ayrıca yetişkin edebiyatıyla çocuk edebiyatı arasındaki belirgin farkları da konuşalım söz açılmışken.

Mavisel Yener: Tespitiniz çok doğru, yetişkinler için kaleme aldığım iki kitap var. Diğerleri çocuk ve gençler için. Kalemim beni çocuk edebiyatına yönlendiriyor, dünyaya onların gözünden bakmayı seviyorum. Çocuk olmak, geçmişe takılmadan, geleceği hesaplamadan o ânı yaşamak demek galiba. Bunu becerebildiğimizde kendimizi çocuk bakışına yakın hissederiz. Kalemim ve yüreğim beni nereye götürdüyse öyle yazdım. Çocuklara seslenmeyi, onlarla oyun oynamayı seviyorum. Beni çocuk edebiyatına çeken bu sanıyorum.  Çocuk edebiyatı ile yetişkin edebiyatı arasında insan ve yaşam gerçekliğinin farklı boyutlarından örnekleri estetik biçimde sunmak, kurgularda çözüm yolları geliştirmek, nitelikli yazınsal bir metnin gereklerini oluşturabilmek gibi ortak paydalar var. Çocuk edebiyatında bunlara ek olarak çocuk psikolojisi, pedagoji, çocuğun okuma kültürü hakkında derinlemesine düşünmek gerekir. 21.yy çocuğunun gereksinimleri artık çok değişti. Ben onların düşünme, tasarlama, düş kurma gibi yetkelerine saygı duyarak yazıyorum. Öğretmek amacıyla değil, kitabı sevdirme, eğlenceli bir okumaya giden yolda edebiyat tadını duyumsatmak için yazıyorum. Örneğin, çocuk edebiyatında da her konuyu ele alabilirsiniz fakat konuyu ele alış açısında ayrılık var elbette. Yaş gruplarının dilsel, bilişsel özelliklerini iyi bilmezseniz çocuklar için yazamazsınız zaten. Çocuklar için ürettiklerimiz daha çok bilgi, dikkat, özveri, sorumluluk gerektirir.  Çocuklar kadar kocaman hayaller kurabilmeyi, merak etmeyi, şaşırmayı gerektirir. Çocuklar için yazmaya “Kolay iş” gözüyle bakanların çocuklara saygısı olmadığını düşünüyorum. Çocuk, sevgiyi ve saygıyı hak eder. İnsan ve yaşam gerçekliğinin farklı boyutlarından örnekleri estetik biçimde sunmak, kurgularda çözüm yolları geliştirmek, nitelikli yazınsal bir metnin gereklerini oluşturabilmek için, toplumsal ilişkiler, çocuk psikolojisi, edebiyat ve okuma kültürü hakkında derinlemesine düşünmek gerekir.

Aşkın Zengin AkkuşÇocuk edebiyatının Türkiye’de ve dünyadaki konumu hakkında gözlemlerinizi ve tespitlerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

Mavisel Yener: Her toplumun sosyolojik yapısı, kabulleri farklı olduğu için elbette çocuk edebiyatı yaklaşım ve uygulamaları da farklı olacaktır. Fakat genel olarak dünyada çocuk kitaplarında da popüler kültürün izleri çok büyük elbette, ama zamana güveniyorum. İyi olan kalıp diğerleri elenip gidecektir. Bir de dünyada son yıllarda özellikle sorun odaklı kitapların çok yazıldığını, ödüller aldığını görüyoruz.  Türkiye’de çocuk edebiyatı tarihi çok da eski değil aslında. Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlamaya hazırlandığımıza göre, çocuk edebiyatı tarihinin de çok eskilere dayanmadığını söyleyebiliriz. Çocuklar için yazılanlar 1930’lardan 1985 yılı civarına kadar hep öğretici nitelikteydi. 1985 sonrasında okul öncesine yönelik kitaplar dikkat çekmeye başladı. Teknoloji ilerledikçe daha estetik kitaplar basıldı. Yerli yazarlar çoğaldı. Son altı, yedi yıldır yine didaktik kitaplara dönüş furyası başladı. Sorun odaklı çocuk edebiyatı kavramını, didaktik olmakla karıştırmaya başladık. Eğitimciler, kitaplara “bu ne öğretiyor?” gözüyle bakmayıp “Bu kitap okumayı sevdirir mi, çocuğun ilgisini çeker mi?” gözüyle bakarlarsa bu alandaki büyük eksik giderilmiş olacaktır. Çünkü öğretmenlerin beklentisini karşılamaya çalışan yayınevleri, yayınevlerinin beklentisini karşılamaya çalışan yazar… derken bir de baktık ki ortalık didaktik kitaptan geçilmiyor. Oysa bunu çoktan aşmıştık biz.

Aşkın Zengin AkkuşÇocukların kitap okuma alışkanlıklarını sağlamlaştırma adına önerileriniz nelerdir? Bu konuda ailenin ve öğretmenlerin haricinde yazarın üzerine düşen görevler nelerdir? Onlara kitap okumayı sevdirmek için neler yapmalı, nasıl bir yol izlemeli?

Mavisel Yener: Okuma kültürü edinmiş birey yetiştirmede en etkili yöntem çocuk-kitap etkileşimini sağlamaktır. Bu etkileşimin olumlu bir biçimde sağlanması için çocuğun kitabı sevmesi gerekir. Burada “sevmek” anahtar sözcük. Yazarın en büyük sorumluluğu çocuğun sevebileceği, özdeşim kurabileceği metinler ortaya çıkarmaktır. Konusu, kurgusu, dili, resimlemesi ve tasarımıyla çocuğu “çağıran” bir yapıt olması gerekir.

Aşkın Zengin AkkuşKısa bir süre önce pandemi nedeniyle hepimizin hayatları bambaşka yönlere evrildi. Bu süreçten en çok da çocuklar etkilendi; eğitimlerini online platformlarda almaya başladılar. Bu dönemde siz de daha önce yüz yüze bir araya geldiğiniz çocuk okurlarınızla zoom toplantılarıyla bir araya geldiniz. Her iki buluşmayı göz önüne aldığınızda çocukların ilgisi bakımından sanal ortamı değerlendirebilir misiniz?

Mavisel Yener: Yaşadığımız süreç dijitalleşmeyi de birçok alanda etüt etme imkânı verdi. Başlangıçta korkmuştum, çevrimiçi etkinlikler göz göze yaptığımız etkinlikler kadar verimli geçmeyebilir, diye düşünüyordum. Fakat öğrenciler, öğretmenler ve ben çabuk alıştık. Gittikçe daha da verimli olmaya başladı. Öğretmenin kolaylaştırıcılığında çocuklar sorularını sorabiliyor, kitaplarla ilgili görüşlerini bildiriyorlar.  Asıl olanın kitap okumak, kitabın yazarına merak ettiklerini sormak olduğunu kavradı çocuklar. Kimi zaman ailelerin de ekran başında çocuklarıyla birlikte oturduğunu görüp mutlu oluyorum. Sanıyorum yüz yüze buluşmaların yanı sıra artık çevrimiçi olanları da yapmayı sürdüreceğiz. Benim açımdan ikisi de gayet verimli biçime getirilebilir. Söylediğim gibi, asıl olan kitabı okumaktır. Ne kadar az karbon ayak izi bırakırsak o kadar iyi!

Aşkın Zengin AkkuşFuarlara katılan aktif bir yazarsınız. Katıldığınız fuarlarda gözlemlediğiniz kadarıyla çocuk okurların kitap fuarlarına olan ilgisini yeterli buluyor musunuz? Bu ilgiyi daha da arttırmak adına ailelere ve öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Mavisel YenerPandemi ve ardından gelen büyük deprem felaketi nedeniyle uzun süredir fuarlar eski heyecanını bulamadı ama çocuklar fuarları çok seviyorlar. Özgürce kitap seçebilmek, kitapların kokusunu hissetmek, sevdikleri yazarlardan imza alabilmek onlar açısından heyecan verici. İlgiyi artırmak için yetişkinlerin de ilgilenmesi, kendilerinin de zevkle fuarı gezmesi gerekiyor.

Aşkın Zengin AkkuşMavisel Yener hem yurt dışında hem de yurt içinde oldukça prestijli ödüllerin sahibi oldu. Bu ödüllerden de kısaca bahsedelim mi?

Mavisel Yener: Aldığım ödüller her zaman için beni motive etti, daha iyisini yapma sorumluluğu yükledi. Çocuk yazınına farklı bir soluk getirmek, çocuk yazını tarihinde yer almak,  çocuklarda estetik duygular uyandıran, düşünsel, duygusal çağrışım ve coşku yaratan yapıtlar ortaya koyup bunların ödüllendirildiğini görmek bana onur verdi.  Yurt dışında ülkemi hak ettiğince tanıtmak da gurur verici elbette.

Aşkın Zengin AkkuşÇocuk kitabı yazmak isteyen genç yeteneklere neler söylemek istersiniz?

Mavisel Yener: Onlara başarılar diliyorum. Günümüz çocuğunun ihtiyaçlarını, dilini, düşüncesini kavramadan onların sevebilecekleri eserler üretmemiz mümkün görünmüyor. Tam da bu nedenle çocuk edebiyatı yazarı kendini hep güncellemek zorunda, çok okumak, çok gözlemlemek önemli. Genç yetenekler bol bol disiplinler arası çalışmalar yaparak geçmişle gelecek arasında iyi birer köprü görevi yapabilirler.

KAYNAK

 

Paylaş:

Bir yorum

  • yunus bekir yurdakul

    Sevgili Mavisel Yener’in acele etmeden, bilgiyle ve bilinçle çıktığı basamakların bir yerinde yolumuzun kesişmiş olması benim büyük sevinçlerim arasındadır. Ve bu yol arkadaşlığımızı hiç unutmayışı da onun çocuk yazınına emeğinin kıymeti bağlamında da önemlidir. Çocuklar için ortaya koyduğu emek kadr önemli olansa onlar için yorulmak bilmeden tutturduğu koşudur. Dokunduğu, sesini ulaştırdığı hemen her çocuğumuzun hayatına edebiyata ilişkin gülümsemeler kattığını da belirtmeliyim. sağ olsun, var olsun.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.