ÇOK ACAYİP BİR MACERA
Çok acayip keşiflere yelken açma zamanı…
Adada her şey, dev kanatlı albatrosların kanat çırpmasıyla başlıyor. Yeryüzüne, ”Merhaba,” diyen Siyah Ayak’ın katetmesi gereken nice yol, aşması gereken nice engel görünüyor. Büyüme serüveni boyunca göklerde amaçsızca süzülüp dalgalarla boğuşan kahramanımızı, denizin tam ortasında hem gizemli hem de tehlikeli, ”acayip” bir macera bekliyor!
İkilemeler ve çeşitli uyak oyunlarıyla renklenen bu heyecan verici hikâye, açık denizlerde cirit atan korsanlarla çevrili; ama öte yandan, gözü pek albatroslarla da yakından ilgili. Keşif gemisini kuşatan korsanlar kendinden emin, fakat Kaptan Cir’in planı düşmanı geri püskürtecek kadar derin. Peki, Siyah Ayak hiç boş durur mu? Elbet vardır onun da kurnazca bir oyunu…
Açık denizlerin dev kanatlı, destansı kuşları albatrosların yaşamlarından ilham alan Çok Acayip Bir Macera, doğduktan sonra beş yıl karaya hiç çıkmadan denizde vakit geçiren bu ilginç kuşlara dair şaşırtıcı ve gerçek bilgilere yer veriyor.
Doğadaki canlıların yaşam döngüsü hakkında değerli paylaşımlarda da bulunan kitap, çocukları hayatın anlamı, iyi-kötü kavramları ve insanın yaşama amacı üzerine düşünmeye davet ediyor.
Mavisel Yener ile Anastasia Kurtuluş’un ortak imzasını taşıyan Çok Acayip Bir Macera, Tudem’in, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı SEN de OKU koleksiyonunun Türk yazarlar serisindeki yerini alıyor!
Kelimelerle mücadele eden çocuklar, dev kanatlı albatroslarla mutluluğa kanat çırparken, açık denizlerde geçen çok acayip bir maceranın tam ortasına balıklama dalarak okuma sevgisi kazanıyor!
Macera, Bilgi, Doğal Yaşam, Sevgi
Yazan: Mavisel Yener
Resimleyen: Anastasia Kurtuluş
Yayıncı: Tudem Yayınevi
Sayfa Sayısı: 80
Yayın Yılı: 2020
Sınıflar: İlkokul 2. Sınıf, İlkokul 3. Sınıf
Kâğıt Tipi: 1. Hamur
Özellikler: Resimli, Tek Renk Baskı, Karton Kapak,
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
ISBN: 9786052853122
Dünyanın en geniş kanatlı kuşunun albatros olduğunu herkes bilir.
Bu kitaptaki albatrosun vücudu, çoğu albatrosta olduğu gibi beyazdı. Kar gibi beyaz, bembeyaz.
Kanatları siyahtı.
Kömür gibi siyah, simsiyah.
Albatros bir deniz kuşuydu.
O da diğer tüm albatroslar gibiydi.
Çok uzun süre kanat çırpmadan süzülerek, hiç durmadan uçardı.
Suda uyur, suda beslenir, suda oyunlar oynardı. Pek az kanat çırpar, kendini rüzgâra bırakırdı.
Albatros, hızla denize yöneldi.
Suya dokunacak kadar yaklaştığında, kanatlarını açabildiği kadar açtı. Açtı. Açtı. Açtı.
Göğsü ve kanatları arasına sıkıştırdığı rüzgârla birlikte havalandı.
Neredeyse üç buçuk metrelik kanatlı bir dev oldu. Üç buçuk metre. Dile kolay, üç buçuk metre.
Albatros dalgalarla alçaldı, dalgalarla yükseldi.
Alçaldı, tekrar yükseldi.
Uzun süre uçtu.
Uçtu. Uçtu. Uçtu.
Kimi zaman uçarken uyuyordu.
Çünkü albatroslar uçarken uyuyabilirlerdi.
Her albatros gibi o da güney kürede kanat çırpıyordu. Çok kararlıydı. Yolculuğunu tamamlamalıydı.
